Sürdürülebilir ürün tasarımı, hazır giyim sektöründe, ürünlerin yaşam döngüsünün tüm aşamalarını (tasarım, üretim, kullanım ve atık yönetimi) etkileyecek şekilde çevresel etkileri azaltmayı hedefler. Tasarımlar ile, ürünlerin kullanım ömrünün uzatılması ve kullanım ömrü sonunda geri dönüştürülebilir olması beklenmektedir. Sürdürülebilir ürün tasarımı, hem çevresel etkisi düşük, hem de sosyal ve ekonomik açıdan adil bir sektör olmanın ilk adımı olma niteliğindedir.
Sürdürülebilir ürün tasarımı, bir ürünün yaşam döngüsü boyunca çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri en aza indirgemeyi amaçlayan bir tasarım yaklaşımıdır. Bu yaklaşım ile belirlenecek standartlar, tasarım aşamasını izleyecek tüm süreçlerin zeminini oluşturmaktadır. Bu yaklaşım, ürünün hammaddelerinin seçiminden, üretim sürecine, kullanım aşamasına ve nihayetinde atık yönetimine kadar tüm aşamalarda sürdürülebilirlik ilkelerini göz önünde bulundurmayı içerir.
İleri dönüşüme ve demonte edilmeye uygun, tek malzemeden oluşan tasarımlar hazır giyim ürünlerinin döngüselliğini sağlama konusunda önem teşkil etmektedir. Bu bakış ile, atık yönetiminin değer zincirinin en başından başlatılması hedeflenmektedir.
Sürdürülebilir ürün tasarımı şu unsurları içerir: malzeme seçimi, enerji ve kaynak verimliliği, dayanıklılık ve uzun ömür, tamir edilebilirlik ve yeniden kullanılabilirlik, atık yönetimi, geri dönüşüm, ürün yaşam döngüsü analizi, tüketici farkındalığı vb. Sürdürülebilir ürün tasarımı, çevresel kaynakların korunması, atıkların azaltılması ve toplumsal refahın artırılması gibi sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için kritik bir rol oynar. Bu tasarım yaklaşımı, işletmelerin ve tüketicilerin sürdürülebilirlikle ilgili sorumluluklarını yerine getirmesine ve daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmesine yardımcı olur.
Eko-tasarım Yönetmeliği (Eco-design for Sustainable Products Regulation – ESPR), Avrupa Birliği (AB) tarafından çevresel etkileri azaltmak ve enerji verimliliğini artırmak amacıyla ürünlerin tasarımını ve üretimini düzenlemek için oluşturulmuş bir yasal düzenlemeler serisinin ana yönetmeliğidir. Bu Yönetmelik, AB'nin çevresel politikalarını ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini desteklemek için tasarlanmıştır.
AB Eko-Tasarım Yönetmeliği hakkında bilgi için tıklayınız.Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe, dijital ve yeşil üretim, sürdürülebilirlik ve verimlilik hedeflerine ulaşma yolunda kilit bir rol oynamaktadır. Dijital üretim, gelişmiş üretim teknolojileri kullanarak iş süreçlerini otomatikleştirmeyi, iyileştirmeyi ve hızlandırmayı kapsamaktadır. Bunun yanında mevcut iş gücündeki dijital yeteneklerin artırılması da ilgili inisiyatifler için önemli bir basamak oluşturmaktadır. Böylece daha verimli, çevreye daha az zararlı, sürdürülebilir ve yenilikçi işlemler ile üretim süreçleri gerçekleştirilebilecektir.
Dijital ve yeşil üretim konusunda hazır giyim ve tekstil sektörlerinin koordineli ilerlemeleri kritik önem taşımaktadır. Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi; eko-tasarım, elyaf geliştirme, yenilikçi tekstil üretimi, onarım ve yeniden kullanım gibi alanların önemini vurgulamakta ve bu konulara yatırımlar yapılması gerektiğini belirtmektedir. Aynı strateji dokümanında, hazır giyim ve tekstil sektörlerinde yeşil ve dijital dönüşüm için gerekli becerilerin geliştirilmesinin büyük önem arz ettiği vurgulanmaktadır. Bunun yanında yeşil dönüşüm ile dijital dönüşüm Avrupa Komisyonu tarafından «ikiz dönüşüm stratejisi» olarak belirlenmiş ve dönüşümün ancak bu iki odağın birlikteliği ile sağlanabileceği belirtilmiştir.
Hazır giyim ve konfeksiyonda dijital üretim, geleneksel üretim yöntemlerine kıyasla dijital teknolojilerin ve süreçlerin kullanıldığı bir üretim şeklidir. Bu yaklaşım, tasarım, kesim, dikim ve üretim süreçlerinde bilgisayar tabanlı sistemlerin ve otomasyonun kullanılmasını içerir. Bu yöntem, verimliliği artırmak, ürün geliştirme sürecini hızlandırmak ve maliyetleri düşürmek için sürdürülebilirliğin zorunlu bir uygulaması olarak dönüşmektedir.
Hazır giyimde yeşil üretim, çevresel etkileri azaltmak ve sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemek amacıyla uygulanan üretim yöntemleridir. Bu yaklaşım, hazır giyim endüstrisinin çevresel ayak izini minimize etmeyi, karbon salınımını azaltmayı, döngüselliği ve kaynakların daha verimli kullanılmasını hedefler.
Hazır Giyimde Tasarımdan Üretime Dijital Dönüşüm Projesi bilgilerine ulaşmak için tıklayınız.Sürdürülebilir hammadde tedariki, hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe, çevresel etkisi düşük ve etik olarak elde edilen materyallerin – hammaddelerin kullanımını ifade etmektedir. Sürdürülebilir hammadde tedariki çalışmaları malzeme seçiminden başlar; yenilenebilir veya geri dönüştürülmüş kaynaklardan elde edilen, az su ve enerji tüketen ve az atık üreten malzemeler tercih edilir. Böylece, doğal kaynakların korunması, kimyasal kullanımının azaltılması, enerji ve su tasarrufu ve atık yönetimi gibi çevresel sürdürülebilirlik hususlarının sağlanması hedeflenmektedir.
Sürdürülebilir hammaddeye erişim, hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe sürdürülebilirliğin ön koşulu niteliğindedir. Bu sebeple, özellikle çevresel etkisi yüksek olan tekstil sektörünün de döngüselliğinin ve sürdürülebilirliğinin artırılması şarttır. Çeşitli AB politika ve inisiyatifleri ile ilgili hammaddelerin oluşturduğu su kirliliği ve kimyasal atıklar önlenmeye çalışılmakta olup eko-etiketler ve döngüsel hammaddeler ile hammadde sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik aksiyonlar alınmaktadır.
Tekstilde çevresel ayak izi, kumaş gibi tekstil hammaddelerinin üretim, kullanım ve atılma süreçlerinde çevreye olan etkilerini ölçen ve değerlendiren bir kavramdır. Bu ayak izi, üretimde kullanılan kaynaklar, enerji tüketimi, su kullanımı, atık oluşumu, kimyasal kullanımı gibi çeşitli faktörlerin göz önüne alınarak hesaplanır. Tekstilde çevresel ayak izi, çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli bir gösterge olarak kabul edilir ve tekstil ürününün çevresel performansını değerlendirmek için kullanılır.
Avrupa Birliği’nde 20 Eylül 2024 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 2024/2462 sayılı Komisyon Yönetmeliği ile, REACH Tüzüğü (AB kimyasal mevzuatı) çerçevesinde undekafloroheksanoik asit (PFHxA) ve PFHxA ile ilgili kimyasal maddelerin kullanımına kısıtlamalar getirilmiştir. Buna göre, söz konusu kısıtlamalar 10 Ekim 2026 tarihinden itibaren genel tüketicilerin kullanımı için üretilen giysilerde; 10 Ekim 2027 tarihinden itibaren ise genel tüketicilere yönelik diğer tekstil ürünlerinde bu kimyasalların tamamen yasaklanmasını içermektedir.
Ancak, kişisel koruyucu giysiler (PPE) kategori III’te yer alan tıbbi cihazlar ve inşaat sektörüne yönelik tekstil ürünleri bu uygulamadan muaf tutulmaktadır. Avrupa Komisyonu, bu düzenleme kapsamına giren ve girmeyen ürünleri daha ayrıntılı açıklayan nihai bir kılavuz belgesini Kasım ayında yayımlayacaktır.
Avrupa Çevre Ajansı’nın 17 Eylül 2024 tarihinde yayımladığı bilgiye göre, PFAS maddelerinin (kalıcı organik kirleticiler olarak bilinen kimyasallar grubu) Avrupa’daki en büyük kirlilik kaynaklarından birini oluşturduğu belirtilmiştir. PFAS maddeleri, su geçirmezlik, yağ, kir ve ısı koruma özellikleri sağlamak amacıyla giysiler, halılar ve diğer ev eşyaları gibi tekstil bazlı ürünlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, bu maddeler doğada uzun süre kalabilmekte ve bozulmadan kalıcılık göstermektedir. Bu nedenle insan sağlığı, hayvanlar ve çevre üzerinde ciddi riskler yaratabilecek seviyelerde birikim yapabilmektedir.
Bu yeni düzenlemenin tekstil ürünlerinde geri dönüşümü kolaylaştırarak döngüsel ekonomiye katkı sağlaması hedeflenmektedir. PFHxA ve PFAS içeren kimyasalların kısıtlanması sayesinde, tekstil atıklarının geri dönüştürülmesi ve yeniden kullanılması süreçlerinde daha az kimyasal kirlilikle karşılaşılması beklenmektedir. Yönetmelikte belirtilen kısıtlamaların yürürlüğe giriş süresi, kullanım alanına bağlı olarak değişiklik göstermekte olup, geçiş sürecinin 18 ay ile 5 yıl arasında değişmesi öngörülmektedir.
Detaylı Bilgi ve Belgeler İçin:
Yönetmelik Metni İçin Tıklayınız.
Avrupa Komisyonu Açıklaması İçin Tıklayınız.
Avrupa Çevre Ajansı Raporu İçin Tıklayınız.