Moda şirketleri, tasarımdan kullanım ömrünün sonuna kadar tüm değer zinciri operasyonlarını yeniden tasarlamak zorunda kalıyor, ancak döngüsel modeller fırsatların yanında zorlukları da beraberinde getiriyor.
Döngüsellik modada hızla ilgi gören, üretim, tüketim ve atık yönetimine yaklaşımı değiştirmeyi vaat eden bir kavram olup, tüm üretim ve tüketim döngüsü boyunca kaynak kullanımını optimize eden ve israfı en aza indiren uygulamaların bütünü olarak tanımlanmakta.
Hali hazırda Avrupa Yeşil Anlaşması ve Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu gibi düzenlemeler moda tedarik zinciri yöneticileri baskı yaratırken, bu değişimin artık isteğe bağlı değil zorunlu olduğunu anlamak önemli.
Döngüsel Bir Ekonomi Nasıl Yönetilir?
Hızlı tüketim mallarında 2,6 trilyon dolar değerinde malzemenin atıldığı (yaklaşık toplam malzemenin %80’i) ve geri dönüştürülemediği düşünüldüğünde döngüsellik alternatif bir model sunuyor. Döngüsel bir ekonomi ise kaynakları mümkün olduğunca uzun süre kullanmak, maksimum değeri çıkarmak ve kullanım ömürlerinin sonunda ürünleri ve malzemeleri geri kazanıp yenilemeyi öngörüyor. Bu bağlamda üç temel prensip söz konusu:
Moda sektörü kirlilik açısından olumsuz bir imaja sahip olduğundan, daha sürdürülebilir bir gelecek için markalar çevresel, sosyal ve yönetimsel (ESG) ölçümlerle kendi taahhütlerinde bulunuyorlar.
Bununla birlikte tüketicilerin davranışlarını değiştirmek ve bu adımların her birini desteklemek kapsamlı ve pahalı bir yatırım. Bu nedenle şirketlerin döngüsel bir iş modelini sürdürmek için atması gereken dört adım söz konusu:
Döngüsel Sanayide Zorluklar ve Fırsatlar
Döngüselliğin potansiyel faydaları açık olsa da, uygulamada bazı zorluklar söz konusu. Bu zorluklar arasında başlangıç yatırımları, kısa vadeli verimlilik düşüşleri, tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmanın zorluğu vb. yer almaktadır. Büyük miktarda atığın azaltılması için emisyon yoğun üretim faaliyetlerinin yavaşlatılması gerekmektedir. Bu doğrultuda AB tarafından Yeşil Anlaşma kapsamında Döngüsel Ekonomi Eylem Planı – CEAP benimsenmiştir. Bu kapsamda 2032 yılı sıfır karbon hedefi için belirlenmiş ve bu kapsamda döngüsel iş modellerine geçmek isteyen şirketlere finansal teşvikler sunulmuştur. Döngüsel iş modeline geçiş Avrupalı tüketici ürünü şirketlerinin 500 milyar Euro değerinde bir değer havuzuna erişmesine yardımcı olacaktır. Böylece döngüsel modellere başarılı bir şekilde geçiş yapan moda markaları önemli bir rekabet avantajı elde edebilirler.