Sayın Üyemiz,
Ticaret Bakanlığı’ndan iletilen bir yazıda, 1996’da yürürlüğe giren Gümrük Birliği gereğince Avrupa Birliği (AB)’nin ürünlere ilişkin teknik mevzuatını ve sistemini uyumlaştırmış olup, hem uygunluk değerlendirme ve akreditasyon faaliyetleri hem de ürün güvenliği denetimleri bu çerçevede yürütüldüğü hatırlatılmaktadır. Bu kapsamda, ülkemizde ürün güvenliğine ilişkin temel kurallar 12 Mart 2021 tarihinde yürürlüğe giren 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu'nda düzenlenmektedir.
İç piyasada yapılan ürün güvenliği denetimleri PGD olarak isimlendirilmekte ve dokuz farklı kamu kuruluşu tarafından sorumluluk alanlarındaki ürün grupları itibarıyla sürdürülmekte, bu faaliyetlerin ülke genelinde koordinasyonu ise Ticaret Bakanlığı tarafından sağlanmaktadır.
Diğer taraftan, 7223 Kanunun “Kapsam” başlıklı 2’nci maddesinin ikinci fıkrası; “Avrupa Birliği üyesi ülkelere ihraç edilen veya ihraç edilmesi hedeflenen ürünler bu Kanun kapsamında piyasaya arz edilmiş sayılır.” hükmünü amirdir. Bu minvalde, AB pazarına ihraç edilen ürünlerden uygunsuz olduğu tespit edilenler için Kanun kapsamında gerekli önlemlerin alınması ve yaptırımların uygulanması gerekmektedir.
AB, sağlığa ve güvenliğe risk arz ettiği tespit edilen gıda dışı ürünlerin bildirimini AB Hızlı Uyarı Sistemi (RAPEX) üzerinden (https://ec.europa.eu/safety-gate-alerts/screen/webReport) yapmaktadır. Sistem herkesin erişimine açık olup, sistemde yer alan ülkemiz menşeli ürünlerin takibi Ticaret Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmekte, görev alanları dahilinde incelemelerin yapılarak gerekli önlemlerin alınmasını teminen yetkili kuruluşlarla paylaşılmaktadır.
21 Kasım 2022 tarihi itibarı ile 2022 yılı başından itibaren RAPEX’te yayımlanan ülkemiz menşeli ürünler incelendiğinde;
· Toplam 71 adet bildirim yapıldığı, bunlardan 49 adedinin tüketici ürünlerine yönelik olduğu,
· Söz konusu 49 bildirim incelendiğinde; bunlardan 34 adedinin bebek ve çocuklara yönelik çeşitli giyim ürünleri olduğu,
· Bahse konu 34 adet bildirim tetkik edildiğinde ise; bunlardan 29 adedinin boğulma riski, geri kalanların da yaralanma riski nedeniyle güvensiz bulunduğu anlaşılmaktadır.
Başta bebek ve çocuklara yönelik giyim ürünleri olmak üzere, ülkemizden ihraç edilen tekstil ürünlerinde, çoğunlukla üzerlerinde bulunan süs vb. küçük cisimler nedeniyle güvensizlik tespit edildiği görülmekte olup, daha da önemlisi bahse konu ürünlerde boğulma/yutma vb. nedenlerle ortaya çıkan güvensizlik tespitlerinin yıllardır süregeldiği de dikkate alındığında, bu durumun AB pazarındaki Türk malı imajına ve nihayetinde ihracatımıza menfi etkilerinin bulunduğu izahtan varestedir.
Daha önce de belirtildiği üzere, AB ülkelerine ihraç edilen veya ihraç edilmesi hedeflenen ürünler 7223 sayılı Kanun kapsamında piyasaya arz edilmiş sayılır ve bu ürünlerin ülkemizde uygulanan ürünün ilgili teknik düzenlemesine uygun ve dolayısıyla güvenli olması yasal bir zorunluluktur. Öte yandan, AB dışındaki ülkelere ihraç edilen veya ihraç edilmesi hedeflenen ürünlerin de güvenli olması, tağşişe konu olmaması ve ürüne ilişkin işaretleme, etiketleme ve belgelendirmenin alıcıyı yanıltmayacak şekilde yapılması gerektiği, anılan Kanunun 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında hüküm altına alındığı belirtilmektedir.