Uluslararası bir haber sitesinde yayınlanan bir haberde Hindistan başta olmak üzere Asyalı
üretici ülkelerde kadına yönelik şiddetin arttığı belirtilmektedir. Aynı haberde Hindistan’da bir
fabrikada hazırgiyim işçisi olarak çalışan Saritha, Covid-19’la ortaya çıkan uygulamalara dikkat çekmektedir.
Aynı haberde kitlesel işten çıkarılmalar, düzensiz kapanmalar ve diğer hummalı maliyet azaltma
çalışmalarının yaşam mücadelelerini ne derece olumsuz etkilediği aktarılmaktadır.
Saritha, moda tedarik zincirinde artan toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakaları ve markaların
oynaması gereken roller üzerine yapılan bir araştırmanın parçası olarak Asya Asgari Ücret Birliği (AFWA)’ne konuşan
yüzlerce kadından sadece birisi.
Çalıştığı fabrikada fazla mesai yapmaya zorlanması ve bunun sonucunda eve geç gitmesinin
yarattığı sıkıntıları ifade eden Saritha, bu durumun evde eşi tarafından sözlü ve fiziksel şiddete
maruz kalmasına neden olduğunu anlattı.
Dahası, Nisan-Ağustos aylarında işçi hakları savunuculuğu grubu tarafından yayımlanan
hikayeler ile bu duruma Bangladeş, Kamboçya, Endonezya, Hindistan, Sri Lanka ve Pakistan'daki kadın
işçilerin de maruz kaldığı ortaya çıktı.
Asya Asgari Ücret Birliği (AFWA)'nin baş araştırmacısı ve Güneydoğu Asya koordinatörü Ashley Saxby,
pandemi sırasında markaların aldığı belirli kararların, kadın işçilerin halihazırda maruz kaldığı şiddet ve istismarı
alevlendirmede çok büyük bir rol oynadığını söyledi.
Saxby sözlerine şununla devam etti: "Yalnızca fabrikada değil, aynı zamanda kadınların
evlerinde ve topluluklarında da yaşanan cinsiyete dayalı şiddet ve tacizin koşullarını yaratan,
küresel tedarik zincirlerine yerleştirilmiş iş modelleridir.". Kadınların hem sosyal ortamda hem de iş ortamlarında
maruz kaldıkları şiddet, onların stres, kaygı ve intihar düşüncesi eğilimlerini arttırıyor.
Bu konuyla ilgili olarak Bangladeş’te hazır giyim işçisi olan Sumaiya’nın şu sözleri durumun
nekadar ciddi olduğunu gösteriyor: “Tanrım, canımı al. Eğer bu büyük bir günah olmasaydı intihar ederdim.”
Aynı şekilde, Hindistan İşçi Kalkındırma Topluluğu’nda bir araştırma yürüten Ashmita Sharma, markaların
verdiği ekonomik zararın, kadın işçilerin evlerinde, ailelerinde ve topluluklarında yaşadıkları farklı
şiddet biçimlerinin nasıl bir dalgalanma etkisine yol açtığını da belirtti.
Asya Asgari Ücret Birliği (AFWA), belirli tedarikçi fabrikalarında toplumsal cinsiyete dayalı
şiddet ve tacizi ele almak için bir dizi markayla diyaloğa girdiği için raporun kendisi birkaç isim veriyor.
Ancak bu hızla değişebilir. Saxby, "Bu markaların önümüzdeki haftalarda belirtilen taahhütlerine uygun
olarak nasıl hareket ettiklerine bağlı olarak, büyük markaların tüm isimlerini içeren ikinci bir rapor yayınlamaya hazırız" dedi.
Son olarak Saxby, küresel tedarik zincirlerinde, işe alım için ekonomik alandan dışlanmış kadınların tercih sebebi
olduğunu çünkü bu durumdaki kadınların korunma veya hak talep etme güçlerinin çok zayıf olduğunu vurguladı.